Ayrılık sürecindeki konuşmalarda (bazıları için kavga bunlar elbette) hâkim dil genellikle bir tür patlamayı beraberinde getirir. Taraflar sinirlenir, bağırır çağırır, olmayacak şeyler söyler. İnsan bir şekilde içini dökmek, derdini boşaltmak istediği için, böyle yapması doğaldır da. Böyle düşünmeme rağmen patlamayı beceremiyorum... Karşımdaki insana ne kadar sinirlensem kırılsam da, sesimi yükseltemiyorum, kötü şeyler söyleyemiyorum, zıvanadan çıkamıyorum.
Zaten şiddetten gözü dönmeyi, ağız dolusu küfretmeyi, sinirden ter ter tepinmeyi becerebilen bir tip olamadım hiç. Kendimi çok çok kötü hissettiğimde bile karşımdakine ciddi bir tepki veremedim. Genellikle yaptığım üzüntüden çatlayacak gibiyken gülümseyen bir ifadeyle oturmak, bazen de ağlamak. Hislerimi dışavuracak edimleri bulamadım sanırım.
Bu konuda da arkadaşlar ikiye bölündü elbette: L. saydır saydırabildiğin kadar, ne diye böyle medeni bir insan gibi davranıyorsun ki diyor, R. de ne münasebet canım insan sonra pişman olur, kendine saygısı kalmaz diyor.
Ben çok ölçüp tartamıyorum, şu ana kadar elimden gelen belli zaten. Hem yıllarca sevdiğimiz, beraber olduğumuz insanlara nasıl bu kadar saygısızca, umursamazca, duyarsızca davranabiliriz bilmiyorum...