Ayrılma raddesine gelene kadar insan herhalde uzun süre bir iç hesaplaşma dönemi yaşıyor. Kendi kendine mutlu muyum, seviyor muyum, ne yapabilirim diye soruyor. Bu sorular artık bastırılamayacak kadar büyüdüyse, meseleyi sevgilisine açıyor ve konu iki kişilik oluyor. Uzun uzun bu iki kişi bunları konuştuktan sonra devreye en yakın arkadaşlar giriyor. Her şey onlara bir bir anlatılıyor, akıl alınıyor dertleşiliyor. Yani ortada bir sorun olduğunu uzun bir süre son derece az sayıda insan biliyor.
Galiba 1-Ben, 2-Sevgilim, 3-Arkadaşlarım aşamalarından sonra devreye 4-Aile giriyor. Geç öğrendikleri için üzülüyorlar, kararların onlar olmaksızın çoktan alınmış olduğuna bozuluyorlar ama işte onların sırası ancak bu zaman geliyor. Bu çekirdek kadrodan sonra elaleme de bir şekilde söylemek gerekiyor. İkincil arkadaşlar, iş arkadaşları, patronlar, eş dost, vs. vs.
Yani denize atılmış bir taş gibi, küçükten büyüğe dalgalar halinde haber etrafa yayılıyor. Galiba bu yayılma da bitiş'in göstergelerinden: ne kadar çok kişi biliyorsa ilişki o kadar bitmiş olmalı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder