
Arkadaşlar da ayrılıyor elbette. Birçok dostluk bütünüyle tamamına ermese de ışıltısı azalıyor, irtifa kaybediyor. Yine de istisnai durumlar hariç bunlar tedrici süreçler. Farkına varmaksızın, elimizden kayıp gidiyor işte. Bu açıdan mutlak bir yitim olmayabilir söz konusu olan, sanki arkadaş gözden yitse de hâlâ uzanabileceğimiz bir yerlerde durmayı sürdürüyor.
Bir ilişki bitince daha kökten çözümlere başvurmak zorunda kalıyor insan. Mesela, sinema üzerine konuşmayı en sevdiğiniz kişi o olsa bile, bundan böyle birlikte film izleme ihtimaliniz suya düşüyor. Sevgili olmaktan çıktığınız için dostane konularda dahi iletişimi koparmak icap ediyor. (K. gibi nezaketen doğumgününü kutlarsınız belki ama karşınızdakinin ince şeyleri anlamaya istidadı muamma...). Geçmişteki romantizmin gölgesini bertaraf edemedikçe arkadaşlık kurmak olanaksızlaşıyor. Giden gidiyor, biten bitiyor.
Bunun çok basit, genelgeçer, hatta ilkel bir tespit olduğu muhakkak ama yine de düşünmeden edemiyorum, iyi anlaştığımız bir sürü şey varken birbirimize yabancı olmamız şart mı? Halbuki gençliğimizin dizisi 90210'da her şey ne kolaydı, yıllarca bütün arkadaşlar sevgili, bütün sevgililer arkadaş olup duruyordu...