![](https://lh3.googleusercontent.com/blogger_img_proxy/AEn0k_u9_vI59B2MdQP3GMxaramK53-glVjD9Q9IrbvhnzyjT-6efUntB4l2SGL79Z2fl7wkLG2TKCu6PlIUh47t6GSRepQ_ObLSHCMFT6k9hFRu-oOA95yt7wthFaYsMFXgW-OQfLB9VQuFq3a1LwpkbajrCw68CA_ye66vMYnUlKYmmZUCzmYs7V9kFH6z=s0-d)
İçki içmemin, sarhoş olmamın tarihi epey eskidir. Anlatılmaya değer vukuatım da hiç yoktu, yani yakın zamana kadar olmamıştı. "Biz dün kahve de mi içtik?" dedirtecek boyutta
blackout deneyimlerim hayatımda ilk defa bu çözülüş dönemine denk geldi. Herhalde en çarpıcısı 1 Ocak sabahı eşe dosta aldığım hediyeleri kaybettiğimi zanneder ve sağda solda aranırken, E.'nin
e sen herkese hediyesini verdin, şuna şunu şuna şunu almıştın demesi oldu. Bir sürü insan, bir sürü hediye paketi nasıl bütün bütün çıkar insanın hafızasından aklım almıyor, resmen bilinç kararması!
Hâlâ bilmiyorum, sınırlarımı görmezden gelip kantarın topuzunu mu kaçırdım, yoksa süreç boyunca bir sürü şeyi unutmaya muhtaç bir tarafım vardı da ne var ne yok şuursuzca
delete'e mi bastım? İnsanın kendi hakkında, belki insanlık hakkında yaptığı büyük keşiflerden biri olsa gerek bu: Evet, unutmak gerçekten mümkün! Süreçte etken olmak, unutulacak şeyi seçmek, geride kalacak karmaşayı toparlamak nasıl mümkün olur bilinmez ama hafızayla imtihan bir ihtimal olarak karşımızda işte.
Yine de blackout durumu beni dehşete düşürüyor, bir müddet itidalle içmeli...
Boire avec modération? Mais putain c'est qui ce modération! :)