Sağlığına, balına, peynirine pek düşkün R. gibi insanlar istisna, herhalde sabah kalkıp işe gitmesi gereken kimse haftaiçi erkencikten kalkıp, çay demleyip, öööyle mükellef kahvaltılar etmiyordur. Hayatımız sadece Cumartesi Pazar kahvaltı ederek geçiyor işte. Bir sürü gazete, domates salatalık, peynirler, yumurta, belki greyfurt suyu, hatta bal-kaymak... (evet acıktınız biliyorum, ben de :)
Bu seremoni tabii iki kişi olunca pek zevklidir. Günaydın öpücüğü, ayrı gazeteleri okurken arada karşılıklı bir şeyler anlatma ("uf şu Sezyum öldürüyo"), birbirine çay doldurmalar, masadan kalkıp otururken ufak dokunuşlar...
Yalnız olunca sofra kurmak angarya, bir kişilik yumurta pişirmek anlamsız, kaymak zaten dayanmaz, bir demlik çay ziyan olur, zırt pırt çay doldurmak yorar, gazetelerin çoğuna dokunulmaz...
Hazır bahar da gelmişken brunch davetlerine açık olduğumu buradan eşe dosta duyururum, evde kahvaltının harbi artık tadı yok !
2 yorum:
Ah sekerim, kahvaltiya ne denli duskun oldugumu bilirsin. Orada olsam kosa kosa gelir sana eslik ederdim. Kuzguncuk, Rumelihisari, hatta Hidiv Kasri... Hatta istersen ellerimle de hazirlardim kahvaltiyi, taaa ne zaman senin bana Yunanistan'da hazirladigin kahvaltilari da unutmadigimi belirtmek isterim ayriyyeten :)
Cok mersi, bilmem mi :)
Yorum Gönder