Salı, Nisan 21

Pheidippides'in Zaferi ve Trajedisi


Efsaneye göre meşhur Yunan-Pers savaşlarının ilki olan Marathon Muharebesi'nde, ordunun en hızlı ulağı olan Pheidippides önce yardım istemek için Sparta'ya sonra da zaferi bildirmek için Atina'ya gönderilir. Sparta'ya iki gün iki gecede koşar ama yardım talebi reddedilir; ardından geri dönüp Marathon ovasındaki savaşa katılır; en sonunda da zafer haberini Atina'ya bildirmekle görevlendirilir. Yaklaşık 40 kilometrelik yolu hiç durmaksızın koşar, meclise girer, "Kazandık!" diye bağırır ve dizlerinin üstüne yığılıp ölür.
Ayrılık sonrası süreç nedense insanda böyle bir ruh hali, ya da belki fobi yaratıyor: Hep koşmalıyım, durmadan koşmalıyım, bir an durursam yerimden kalkmamacasına yıkılabilirim! Bütün organizasyonlara evet demek, her gün dışarılarda olmak, bir an soluk almamak, dinlenmemek, düşünmemek, ertelemek... Sanki arabayı vurdurarak çalıştırmışsınız, o yüzden de kenara çekmeye korkuyormuşsunuz gibi. Ayakta oluşunuza, yıkılmayışınıza dair her şey pamuk ipliğine bağlı gibi.
Bu tempo saplantısı ne zaman son bulacak ve ne zaman hiçbir şey yapmadan da huzurlu hissedebilicem bilmiyorum ama benim cidden bir molaya ihtiyacım var (Tom Robbins'e selam!).

Hiç yorum yok: