Ayrıldığımızı E.'ye söylediğimde kaç yıldır beraber olduğumuzu sormuştu. Onun bildiklerine ya da iddiasına göre ilişkilerde 3-5-7 gibi tek sayılar çok kritikmiş. Bunları atlatamazsan ayrılıyormuşsun. N. de aynı iddiayı 4. yıl için söyledi. Bundan birkaç ay önce aşk, ilişki, tutku konularını çok konuştuğum M. de aşk 3 yılda biter deyip durmuştu. Söylediğine göre hiç farkında olmadan salgıladığımız kokular yüzünden aşık oluyormuşuz ve bir süre sonra karşımızdaki kişinin kokusunu duymamaya başlıyormuşuz.
İ.'den duyduğum trajikomik ayrılık sözü de aşkın kimyası meselesine takılanlara çok cazip gelecek: "Artık bu ilişkiyi sürdüremeyiz hayatım, seratoninim bitti!" Ben tam buna gülüyordum ki geçen gün K. mutat öğleden sonra komik haber okuma seanslarından birinde kadınların seratonin seviyelerinin 4 yılda, yani erkeklerden altı ay önce azaldığını, bu sayede yeni bir sevgili bulmak için erkeklerden daha fazla zamanları olduğunu (!) söyledi.
Bütün bu süreler, hormonlar, kimyalar, formüller bana fazla pozitivist ve indirgemeci geliyor. Ben, sevgilim, aşkımız, yaşadığımız şehir, hayallerimiz ve daha bir sürü şey hakkında hiçbir şey bilmeyen "bilim adamları" nasıl bizi tanımadığımız milyonlarla aynı kefeye koyabilir ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder