Pazar, Mayıs 31

Tu te rappelles?

Ayrılık açısından unutmaya, unutabilmeye dair çok şeyler yazdım. Ama aslında tam tersinden düşününce ilişkinin kendisi de bir sürü unutuşu içeriyor. Başka bir yerde, başka bir evde, başka bir hayatı yaşarken, yalnız ya da bir başkasıyla, muhakkak bazı alışkanlıklarım vardı (her zaman vardır, herkesin vardır) ve mümkündür ki bazı şeyleri geride bırakarak, yapmayarak, unutarak yeni bir ilişkiye başladım.
Şudur, budur, şunu yapmayı da ne çok özledim gibi değil. Sadece bir şekilde, hissettirmeden silinmiş şeyler var(mış) ve yavaş yavaş insan onları yeniden hatırlıyor ve nasıl da sessizce hayatından çıkardığına şaşıyor.
Bu açıdan bakınca zaten bütün hayatımız bir şeyleri unutabilmekle ilgili gibi geliyor. İlerlemek için, yeniden başlamak için, yenilikle - ki insan hayatının kaçınılmazlarından biri bu - başa çıkabilmek için her an bir şeyleri erase etmesek de kilere kaldırmak icap ediyor. Sararırlar mı, paslanırlar mı, küflenirler mi bilinmez ama fark ediyorum ki bazılarının yeniden günışığına çıkmaya hiç itirazı yok!

Hiç yorum yok: