Perşembe, Mart 19

Bu sen misin?


İnsanı ayrılık sürecinde en çok inciten herhalde bildiği tüm doğruların sarsılmışlığı şeklini alan bir inanamama hissi. Ayrılalım demek o kadar insanın kafasına vurmuyor aslında. Azıcık düşünüyorsun, evet mantıklı geliyor.
Esas şok edici ve kırıcı olan bunca zamandır seni sevdiğini düşündüğün insanın artık sevmediği fikrine alışabilmek; sevgisiz hatta hissiz davranmasına katlanabilmek; anlayışsız, öfkeli, fevri, umursamaz olmasını kabullenebilmek.
Tüm bunlar insanın gerçeklik duygusunu o kadar zedeliyor ki bir kaybolmuşluk hissi gelip yerleşiyor hayatın ortasına. Daha şunca zaman önce biz son derece mutlu değil miydik? Sevmiyor muyduk? Her şeyi beraber planlayıp gelecek hayalleri kurmuyor muyduk? Ne zaman birbirimize yabancı olduk? Aramızdaki o güçlü bağ ne zaman koptu? Ve başkalarına karşı güçlü hisler ne zaman uç verdi?
Evet, en acı gelen karşındaki insanın artık tanıdığın, bildiğin, tepkilerini kestirebildiğin kişi olmaması. Çok, çook değişmiş ve sen tanınmaz hale gelmiş olmasını kendine yediremiyorsun; için cız ediyor...

1 yorum:

Fulya dedi ki...

Bu kimsenin sucu degil, insan degisiyor. Insan degisirken harala gurele arasinda iliskinin nerede koptugunu yakalayamayabiliyorsun. People in a relationship have a high tendency to take each other for granted, especially after a long time into the relationship. Bu noktada ne cok uzak ne fazla yakin olmakta yarar var mi dersin? Bilemedim ben de...