
Bir kış gecesi biri henüz, biri bir zaman önce sevgilisinden ayrılmış K. ve R.'yle yürürken, R. sanırım biraz da içkinin etkisiyle ilişkileri koruyacak üst mercilere ihtiyaç olduğunu savunmaya başladı. "Evlilik mecburi olmalı, işin içine aileler, devlet, kurumlar vs. girmeli, terk edip gitmek o kadar kolay olmamalı," dedi. Ben bunun çok komik bir
fikir olduğunu düşündüğüm için kahkahalara boğuldum ama R. ısrarında devam etti: "herkes bi bahaneyle sevgilisinden ayrılıp duruyor, peki ayrılmak istemeyen tarafı kim koruyacak?"
N. de şimdiye kadar onlarca defa ayrılıp barışan arkadaşlarımız M. ve R. hakkında, aslında bunları evlendirmek lazım, o zaman zırt pırt ayrılamazlar, daha itidalli davranırlar demişti. Yani görünüşe göre bir sürü insan bana salt zırva görünen
safety net'lerin işlevselliğine inanıyor.
Peki ama ilişkinin selameti için dışsal faktörlere güvenmek, bel bağlamak ve üstüne üstlük bunun böyle olduğunun bal gibi farkında olmak her şeyin zaten çoktan bittiğini itiraf etmek değil mi?
2 yorum:
evlilik zaten mecburi, aileler işin içinde zaten, devlet ve kurumları da zaten evliliği onaylayan ve resmileştiren kurumlar, R. hangi ülkede yaşıyor?
ilişki iki kişiliktir, 3 kişileri hatta kurumları işin içine sokarsak onun adı çelişki olur. Bu noktada sorunun cevabı da evet:))
bayıldım bu ilişki - çelişki kafiyesine! ağzına sağlık aysencim :)
Yorum Gönder