Pazartesi, Haziran 15

Life as a Cocktail Party

Başka vesilelerle de yazdığım gibi ayrılık insanın oturmuş hayatını ayaklandırıyor. Eşyalar, fikirler, kararlar, planlar, bir açıdan hayatın kendisi havada uçuşup duruyor. Neticede yerleşik düzeni yıkmaktan bahsediyoruz, başka türlüsünün olmasını beklemek belki de safdillik olur. Bunun denge bozucu, yorucu bir tarafı var elbette. Bir anda kendi hayatında misafir olmak, her şeye dışarıdan bakmak, içine nüfuz edememek gibi.
Sanki kendimi yalnız gittiğim bir kokteyl ortamında bulmuşum, büyücek bir salonda oradan oraya gidiyorum, az çok tanıdık var mı diye etrafı kolaçan ediyorum, fazla tanımadığım insanlarla ufak tefek sohbetler yapıyorum, topuklu pabuçlarla avare avare dolanıp duruyorum. Yabancılaştırıcı elbette ama bu ortamın ruh halime ve mideme de uyduğunu hissediyorum bir yandan. Birkaç içki içeyim, kanepe tepsilerinden üstünde kürdan olan hafif şeyler yiyeyim, kimse de masaya buyrun demesin...

2 yorum:

Fulya dedi ki...

kokteyl de ne super seydir... icer icer sarhos oldugunu anlamazsin. yemekler de midene oturmaz...

Adsız dedi ki...

ne güzel dedin be fulyam :)