
Ayrılıktan sonra hayat var mı diye soran ya da endişeye düşen bir sürü arkadaşımı düşünürken aklıma bu film geldi. Söz konusu olan büyük aydınlanmalar olmasa da (threshold of revelation filan değil tabii) insan bu süreçte kendine dair yeni şeyler keşfediyor. Bazı şeylerle yüzleşiyor. Dehlizleri deşiyor. Hele de her müsait zamanınızda kaleme, kağıda, klavyeye sarılırsanız epey derinlere inilebiliyor.
Hayır hayır, terapiyi bedavaya getirmek için ayrılmayın sevgilinizden, gidin paşa paşa koltuğa uzanın, daha kısa ve acısız...
2 yorum:
Bu filmi izledikten sonra, orta birde filan, oturup Kiefer Sutherland'a mektup dosenmistim bir guzel. Adamin manager'i iyi calisiyor olsa gerek, bir kac hafta sonra imzali fotografi gelivermisti de, havalara ucmustum. Alakasiz bir yorum oldu. Serbest cagrisim diyelim.
alakasız olur mu fulyam senin sebatkar ve de sevecen doğana dair neler söylemiyo ki ! :)
Yorum Gönder