Pazartesi, Mayıs 25

Ayrılık kaçınılmaz mıydı?

Ayrılma ihtimâli ufukta ilk göründüğünde, L.K. inanılmaz şaşırmıştı ve siz şunları şunları konuşmasaydınız ve onların tetiklediği tahmin edemeyeceğiniz mecralara savrulmasaydınız dünyada ayrılmazdınız demişti. Z. de tam tersine, muhtemelen havada bir ayrılık bulutunun çoktan dolaşmakta olduğunu, kolay kolay cisimlendiremesek de varlığının bir yerlerden kendini hissettirdiğini, dolayısıyla farklı yollar izlense de bir şekilde aynı istikamete er ya da geç varacağımızın belli olduğunu söylemişti.
Aslında insan hayatında kaçınılmaz şeylerden bahsetmek ne kadar zor. Ayrılık hiçbir zaman imkânsız değildir, ya da en bitti sanılan, en olmayacak görünen ilişkiler aniden yön değiştirebilir. Burada esas mesele eylemlerimizin doğurduğu sonuçlarla bizi harekete geçiren niyetlerimiz arasında çoğunukla ufak ya da büyük bir uçurum olması. Yani hem edimlerimizin sonuçlarının ne olacağını bilemiyoruz, hem de yaptıklarımız bizi sık sık yanlış adrese götürüyor. O zaman, belki de bize kaçınılmaz görünen şeyler pekâlâ tesadüfi olabilir; tesadüf sandıklarımızı da bizim adımlarımız hazırlamıştır. Olamaz mı?

1 yorum:

G. Fişek dedi ki...

Pekâlâ, bir işaretler girdabı olan yazınızın hem sondan ikinci cümlesine hem de ruhuna bir güzelleme: "Her ihmal bir kasıt, her rastlantısal karşılaşma bir randevu, başa gelen her rezillik bir tövbe, her yenilgi esrarengiz bir zafer ve her ölüm bir intihardır."