Cumartesi, Haziran 13

La Notte

Birkaç zaman önce sevgiliye vaktiyle yazılanların unutulmasından ve bunca zaman sonra okunduğunda yarattığı şaşkınlıktan bahsettiğimde K. hararetle La Notte'yi izlemelisin demişti, inanılmaz bir final sahnesi var. O söylerse izlememek mümkün mü?
Film "aşkları bitmiş" bir çiftin ayrılma noktasına geldikleri son gün ve geceyi anlatıyor. Bütün o gerginliği, buhranı, ipleri geren sessizliği, her an birinin ağzından tatsız bir şey çıkacağı beklentisini anlatışı muhteşem.
Upuzun ve çeşitli yolculukları içeren yirmi dört saatten sonra kadın adama, artık onu sevemediğini ve bunun içini parçaladığını, adeta ölmek istediğini itiraf ediyor. Adam kabullenmek istemiyor, eğer bu seni bu kadar üzüyorsa beni hâlâ seviyorsundur inancıyla. Kadın söz konusu olanın tamamen acıma duygusundan kaynaklandığını ve aslında adamın da onu artık sevmediğini söylüyor. Adam itiraz edeken, kadın kendine hitaben yazılmış aşk dolu bir mektubu okuyor. Adam bir parça kıskançlıkla dinleyip bitince kim yazmış bunu diye soruyor. 'Sen' diyor kadın, yazdıklarına ve hissettiklerine yabancılaştığın kadar sevmiyorsun beni...
Olağanüstü! Bir dünya şeyin yanısıra nokta atışı tavsiyeden dolayı da K.'ye minnet...

Hiç yorum yok: