Cumartesi, Mart 14

Kriz ortamı


Ayrılma söz konusu olduğunda, kendi kendine düşünürken ya da birileriyle konuşurken, hep bu kriz lafı gündeme geliyor.
"Yahu işte piyasa belli, etrafta doğru düzgün insan yok, bak sen bi tane bulmuşsun, bunu harcama, nereden bulacaksın onun gibisini..."
Ekonomi hayatımızın bu kadar göbeğinde olduğu için mi yoksa mutat bir yalnızlık korkusundan mı bilinmez hep bir arz talep tartışması dönüyor. "Bu kriz ortamında" işten ayrılmama tavsiyesi verenler gibi, birileri hep bu mutluluğun ve mutlu ilişkinin karaborsada olduğu günümüz eğitimli, şehirli, tatminsiz sosyal çevresinde sevgilinden ayrılmamayı salık veriyor.
Bir açıdan haklılar elbette, haklıyız böyle endişeler taşımakta. Ama ya ilişki de krize girmişse? Eski gelir-gider, kâr-zarar hesapları şaşmışsa? Borç-alacak dengelerini tutturamıyorsak? İlân-ı iflâstan başka çare yoksa?

1 yorum:

Fulya dedi ki...

Ekonomik yapinin iliskileri etkiledigi ve hatta sekillendirdigi muhakkak. Ustelik iliski bitmisse, surundurmenin alemi yok. Ama komunde yasamadigimiz surece bu baski kacinilmaz. Ustelik iki kisilik iliski fikrini bir guzel icsellestirmissen. Yapi seni oyle bir sekillendiriyor ki, iliskin bittigi zaman yeni bir iki kisilik iliski dusunmeye basliyorsun. Boyle bir beklenti var etraftan. Ustelik bu beklenti senin iliskini uzun yillar boyunca stable bir vaziyette yurutmeni talep ediyor ustune. Yani evli kalin baskisiyla sevgili kalin baskisinin, beklentisinin altinda boyle bir mantik var herhalde. Senin sirket zarar ediyorsa, seni devlet kurtarir anam babam, sen sirketi ayakta tut diyor millet.